Masa
Bir masadan hislenebileceğim hiç aklıma gelmemişti bir kaç gün öncesine kadar. Üzerinde düşünmeye başlayınca fark ettim ki meğer masa kadar basit bir obje bile aslında içinde kaç hayat hikâyesi barındırıyor.
Yeni evlenmiş genç bir çift, bir yemek masasını ailelerinin bir parçası olmak üzere satın alıyor ve evin en önemli köşesine yerleştiriyor. Sonraysa neler oluyor neler…
Daha ilk gecelerinde genç kızın 5 yaşındaki yeğeni onları yalnız bırakmak istemiyor, ne de olsa anne yarısını genç, yakışıklık adam bir almış bu benim karım diyor, küçük kızda kıskançlık had safhada. Genç adamsa bu artık benim demek yerine yumuşak yumuşak bu küçük kızın gönlünü yeşil bir armudun üzerine çizdiği gülen suratla alarak evine göndermeye çalışıyor; ilk gecesinin yarısını bu küçük kızla harcamaktan gocunmuyor.
Sonra o masanın etrafında ilk kızlarını tanıyor bu çift, sonra ikincisini… İlk günlerinden beri evin vazgeçilmez diğer üyesi olan yeğen, karnında doğacak olan oğluyla her öğününü o masada onlarla birlikte yiyor, sonra bu yeni oğul yepyeni üye olarak o masanın etrafında koşarak büyümeye başlıyor.
Bir masa genç bir çiftin aile olmasına, büyümesine, yeni üyelerin katılmasına, o ailenin ve bireylerinin her anına şahitlik ediyor ve her anı her bir yanına güzel çizikler, aşınmalar, eskimeler olarak kazınıyor. Her gülüşe ortak oluyor, her hüznü paylaşıyor, kahkahalarla şenleniyor, günlük konuşmaları dinliyor, küçük dedikodulara kulak kabartıyor; ailenin parçası olabilmeyi bekleyen yeni gelen misafirleri ağırlıyor, ailenin çoktan parçası olmuşları her gün en sıcak şekilde karşılıyor, kimilerininse sadece yolcu olduklarını bilerek bir kaç seferlik durakları oluyor. Potansiyel koca adaylarını görüyor, eliyor ve bazılarını yeni eşler olarak kabul ediyor. Kimi zaman vedalara da yer veriyor, kimisi hayatın zorunlu kıldığı, şerefine kadeh kaldırılarak buruk bi’ gülüşle edilenler, kimileri mutluluk ve beklenen özlemin bilinciyle, kimileriyse geçici olanlara edilenler.
Her ne kadar bir obje olduğu düşünülse de neler barındırdığını fark edince, bir masanın bir ailenin ne kadar büyük bir parçası olabileceğini görmemek mümkün değil… O durabildiği kadar o köşede durmaya devam edecek, ama bu yolculuğu başlatan, o sıcacık, kocaman, tatlı ailenin kurucuları olan çiftten birinin bıraktığı boş sandalyeyle onu fotoğraflamak geride kalanlara zor gelecek. Ama merak etme masa, sen ailene kucak açmaya devam ettikçe onlar da seninle her sevinci, her üzüntüyü, her yeni üyeyi, her anlarını paylaşmaya devam edecek…
