Nefret etmek zehir icip dusmanin olmesini beklemek gibidir…
Nefret etmek zehir icip dusmanin olmesini beklemek gibidir demis Nelson Mandela. Sanirim bu cumle hayatima en buyuk getirisi olanlardan biri. Kimilerimiz, ozellikle de sanssiz bazi yasanmisliklardan sonra bu duyguyu cok yogun yasiyoruz. Ya canimiz cok yanmis oluyor ya da bir sekilde zarar gormus oluyoruz ve bize yapilanin adil olmadigini biliyor, bu haksizligi sindiremiyoruz. Ya da bazilarinin nasil bu kadar bencil, acimasiz, dusuncesiz veya duygusuz oldugunu kabullenemiyoruz. Icimizdeki kin ve nefret, seneler gecse bile ayni kuvvetle yanmaya devam edebiliyor.
Eger nefret kadar guclu bir duyguyu besliyorsak bunun bilincinde olmamamiz mumkun degil, hatta bu duygu her tetiklendiginde ilgili kisi ve olay ya da kiseler ve de olaylar eminim zihnimizde dun olmus gibi canlanir. Peki ya bu duyguyu beslemeye devam ederek kendi bedenimize ve beynimize verdigimiz zararin farkina variyor muyuz?
O zaman bize bu duyguyu yasatan kisi ve olaylari bir kenara birakip bir muddet sadece duyguya yogunlasalim. Bu duygunun bize ne verdigi ya da ne alip goturdugunu anlamaya calisalim. Eminim beynimizi ve bednimizi ne kadar yorup hirpaladigini hissetmek cok uzun zaman almayacaktir. Bir de karsimizdaki kisinin bizim bu nefretimizin farkinda olup olmadigi ya da umursayip umursamadigi konusu var. Bizim o kisiyi dusunup ona karsi nefret beslemekle harcadigimiz zaman kadar o kisi de bizi dusunerek zaman harciyor mu ya da bize karsi herhangi bir duygu besliyor mu? Hic sanmiyorum…
Iste tam da bu sekilde kin ya da nefret olarak adlandirabilecegimiz bu zehir kivamindaki duygularla kendi bedenimizi ve beynimizi yipratmaya devam ediyoruz boylelikle karsimizda bunlarin hicbirinin farkinda olmayan kisinin ya bize yaptiklarinin farkinda varmasini, ya birseyler ogrenmesini, ya yaptiklarindan pisman olmasini, ozur dilemesini ve belki de bizim canimizi yaktigi kadar onun da caninin yanmasini istiyoruz. Bu yontem simdiye kadar ise yapamadigi gibi bundan sonra da istedigimiz sonucu vermeyecektir.
Demek istedigim bize yapilani ya da yapani unutmak degil kesinlikle, onun yerine;
- Ilk olarak karsimizdakinin bizden farkli oldugunun farkina varmak,
- Neden basimiza boyle birsey geldigini sorgulamak yerine, bize neler, ogrettigini anlamak ve tekrar yasanmamasi icin onlemlerimizi almak
- Nefret edip kin gutmek yerine ilgili kisilerin hayatimizdaki yerlerini gozden gecirmek kendimiz icin daha iyi olmaz mi?
- Affedip affetmemekse kisiden kisiye degisir. Ben yine nacizane derim ki yeter ki bizi yoran ve zehirleyen duygulardan arinalim ve kendimizi koruyalim. Kendimize zarar vermeye devam etmek pahasina bize zarar veren kisiye nefret gibi zehirli bir duyguyu tasimaya devam etmemize gerek yok degil mi? Biz kendimizi bundan daha cok seviyor olmaliyiz.